Kur'an'da izafiyet

Einstein zamanın izafi olduğunu keşfetmiştir. Yani zamanın akışı bölgelere göre ve hıza göre farklılık gösterebiliyor. Bir şey ne kadar kütleli ise, onu üzerindeki kişi kendisi için zamanın yavaş akacağını görür. Bir örnek ile açıklayalım. Dünya üzerindeki birini alalım ve başka birini de Güneş’in üzerine koyalım. Dünya üzerinde yirmi dört saat geçmiş olurken Güneş daha kütleli olduğu için yirmi dört saatten daha kısa bir süre geçmiş olacaktır.

Kur’an’a baktığımızda izafiyete dair pek çok işaret görebiliriz. Allah ayette şöyle buyuruyor: Hac 47. “Rabbinin katındaki bir gün sizin saymakta olduklarınızın bin yılı gibidir.”

Ayetten anladığımıza göre Allah katında bir gün bizim saydığımız bin gün gibidir. Bu şu anlama gelir: Allah katı çok kütleli bir yerdir bu yüzden zaman bu kadar hızlı gitmektedir.

İddia: Allah’ın katı mı olur?

Cevap: "Allah’ın katı" ile "Allah’ın kendisi" arasında fark vardır. Bunu Nisa 78 ve 79’da görebiliriz. 78. ayette Allah der ki "iyilik ve kötülük Allah katındandır" (arapçası: "min indi’llah"). Yetmiş dokuzuncu ayette ise "iyilik Allah’tandır" (arapçası: "mine’llah) denilir. Dikkat edilirse bunların arasında fark var. "İndi" kelimesi "kat" anlamına gelir. Hac 47 ve Secde 5’te bu kelime kullanılıyor. Basitçe Allah katı Allah’ın kendisi değil, Arş olmalı.

Allah başka ayette şöyle buyuruyor: Meariç 4. “Melekler ve Ruh miktarı elli bin yıl süren bir gün içinde ona yükselir.”

Buradan öğrendiğimize göre Melekler yükselirken onlar için zaman yavaşlıyor. Bunun nedeni de hızlarıdır. Bir nesne ışık hızının %99.99999999999985 ile giderse, onun için elli bin yıl bir gün gibi olacaktır. [1] Evet, hız zamanın akışını etkiler. Hatta bir nesne ışık hızında giderse, o nesne için zaman durmuş olacaktır. Bu ayetten sonraki ayetlere bakalım: “Doğrusu onlar o azabı uzak görüyorlar. Biz ise onu yakın görmekteyiz.”

Allah burada insanların Kıyameti uzak gördüğünü söylerken bunun onun katında yakın olduğunu söylüyor. Çünkü Allah katında yukarda izah ettiğimiz gibi, bir saat onlarca seneye denk gelir.

Başka bir ayete geçelim: Rum 55. “Kıyametin koptuğu gün suçlular bir saatten fazla kalmadıklarına yemin ederler. İşte onlar böyle uzaklaştırılıyorlar.” [Benzer ayetler: Ahkaf 35; Müminun 113; Naziat 46; İsra 52]

İnkarcılar Dünyada çok az bir süre kaldıklarına yemin etmektedirler, buradan ahiretteki hayatın daha hızlı geçtiğini anlayabiliriz. Bir insanın Peygamber zamanında şu ana kadar ortalama yaşam süresi kırk yıldır. Allah katında bir günün bin yıl olduğuna göre, insanlar Dünya’da bir saat durmuş olacaktır. Ayette de tam bunu görmekteyiz.

Hesaplamanın detayı: Allah Katında bir gün Dünya’da 365’000 gün yapar. Allah katında ne kadar süre kaldığımızı hesaplamak için, Dünya’da kaldığımız sürenin saatini, 365’000 ile bölmeliyiz: 40 (yıl) * 365 (gün) * 24 (saat) / (bölü) 365’000 = 1. saat.

İzafiyet konusunda görüldüğü gibi pek çok ayet var. Biz şu ayetler ile devam edelim: Kehf 11-12. “Böylelikle mağarada yıllar yılı onların kulaklarına vurduk (derin bir uyku verdik). Sonra iki gruptan hangisinin kaldıkları süreyi daha iyi hesap ettiğini belirtmek için onları uyandırdık.”

Kehf 19. “Böylece, aralarında bir sorgulama yapsınlar diye onları dirilttik (uyandırdık). İçlerinden bir sözcü dedi ki: ‘Ne kadar kaldınız?’ Dediler ki: ‘Bir gün veya günün bir (kaç saatlik) kısmı kadar kaldık.’ Dediler ki: ‘Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir ...”

Kehf 25. "Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar. Buna dokuz yıl da ilâve ettiler.”

Ashab-ı Kehf bilindiği gibi üç yüz dokuz sene mağarada uyku halinde kaldı. Fakat kendileri bu süreyi birkaç saat olarak algılamıştır. Peki bu nasıl oluyor? Benim kişisel görüşüm gençlerin Allah’ın içinde çok büyük bir yerçekimi alanı oluşturduğu, güvenli ve korunaklı bir sebep, bir araç, bir boşluk içine girdikleridir.

İddia: Araf 54. “… gökleri ve yeri altı günde yaratan, …”

Allah evreni altı günde yarattığını söylüyor fakat bu modern bilim ile çelişmektedir. Evren on üç buçuk milyar yılda oluşmuştur.

Cevap: Yukarda ayetlerde gördüğümüz üzere “gün” kelimesi izafi bir zamanı ifade edebilir. Bu ayette de aynı şey söz konusudur. Allah burada büyük patlamadan hemen sonraki zaman akışının hızını alıp altı gün demiş olabilir çünkü o anlarda evren zaman ve mekânı çok bükmekteydi. Zaman ve mekân ne kadar bükülü ise, zaman o kadar yavaş akmaktadır. Yani bir gün milyar gibi geçebilir. Mesela kara deliğin içine girebilseydik, kara deliğin dışında zaman öyle hızlı akacak ki, evrenin sonunu görebilirdik.

Bu ayette yirmi dört saatlik günden bahsedilmediğine pek çok delil vardır. Hiç ayetlere girmeden sadece mantık ile düşünelim. Bir insan bu kadar büyük bir evrenin, böyle geniş bir Dünya’nın, kilometrelerce büyüklükteki dağların bu kadar az zamanda yaratıldığını nasıl düşünebilir?

Allah ayette şöyle buyuruyor: Mümin 57. “Elbette göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyüktür (daha zor ve güç bir olaydır). Ancak insanların çoğu bilmez (akıl yürütmez ve vicdanını dinlemez) durumdadır.”

Burada insan gözüyle, insan algısıyla evrenin yaratılışı insanın yaratılışından daha büyük olduğunu öğreniyoruz. Bu Allah’ın zorlanması ile alakası yok çünkü Allah hiçbir zorluk çekmediğini şu ayette dile getiriyor: Kaf 38. “Andolsun gökleri, yeri ve ikisinin arasındaki şeyleri altı devre ve altı zamanda yarattık ve bize hiçbir yorgunluk da dokunmadı.”

Yine başka ayette Allah’ın “el-Muktedir” olduğunu görüyoruz. [Kehf 45] Bu sıfatın anlamı “dilediği gibi tasarruf eden, her şeyi kolayca yaratan kudret sahibi”. Konumuza geri döneceksek, evrenin yaratılışı insanlardan daha zor olduğuna göre bu demektir ki evren dokuz aydan daha çok zamanda yaratılmıştır.

Gün gece ve gündüzün oluşumu ile var olur. Allah ayette gece ve gündüzü sonradan yarattığını söylüyor. Böylece, evrenin altı günde yaratılışının yirmi dört saat günler ile olmadığını anlıyoruz.

Secde dördüncü ayette Allah yine o ayette evreni altı günde yarattığını söylüyor. Ondan hemen sonraki ayette ise Allah izafiyete işaret ediyor. Secde suresinin dördüncü ayeti kendisini takip eden ayetle açıklanabilmektedir.

Bin dört yüz yıldır müfessirler buradaki altı günün altı evre olduğunu savunmuşlardır. [Celaleyn, Beydavi, İbn Cevzi, Ebussuud, Ali Küçük, Celal Yıldırım, Mevdudi, …, Araf 54 tefsiri.]

Allah Fussilet suresinin onuncu ayetinde Dünya’yı iki günde yarattığını söylüyor. Yani evrenin yaratılışının üçte birini kapsayacak bir zaman dilimidir. Bilimsel olarak aynı durumla karşılaşıyoruz. Evren 13.798 milyar yıl yaşındadır, Dünya ise 4.543 milyar yıl yaşında. Dünya’nın yaşı tamda evrenin yaşının üçte biridir.

İddia: "Allah, toprağı cumartesi yarattı. O toprakta da dağları pazar günü yarattı. Ağaçları ise pazartesi günü yarattı. Mekruhu salı günü yarattı. Nuru da çarşamba günü yarattı. Hayvanları orada perşembe günü yaydı. Âdem'i de cuma ikindiden sonra, yaratıkların sonunda, cuma saatlerinden son bir saatinde (ikindi ile gece arasında) yarattı.” [Müslim, Sıfatu'l-Münafıkin 1, 27; Müsned, 2, 327.]

Bu hadiste pek çok hata vardır.

Cevap: “Bu hadiste yedi günün tamamı zikredilmektedir. Oysa ayette altı gün denilmektedir. Bu yüzden Buhari ve birçok muhaddis bu hadisi tenkid ederek, Ebu Hureyre'nin Kâb'ul-Ahbar'dan rivayet ettiği hadisin merfu (isnadı hz. Peygambere ulaşan hadis) olmadığını söylemişlerdir.” [İbn Kesir, Araf 54 ayet tefsiri.]

Yine İbn Teymiyye [4], İbn Kayyım [5], Beyhakı [6], Yahya b. Ma’in, Ali bin Medini [6], Abdurrahman b. Mehdi, Kurtubi, İbnü’l Mülakkın, …, gibi alimler bu hadiste sorun olduğunu söylemişlerdir.

Bu hadis İsrailiyat kabul edilmiştir. [Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütüb-ü Sitte, 5, 353.] Nitekim Kitab-ı Mukaddes’te, yaratılış öyküsü buna benzer bir sıralamayla anlatılmış ve “Allah yaptığı işi yedinci günde bitirdi. Ve yaptığı bütün işten yedinci günde istirahat etti.” [Tekvin, 1:31; 2:2] şeklindeki görüşe yer verilmiştir. Buna göre, hadiste Yahudilerin Allah için “istirahat günü olarak ilan ettiği cumartesi günü” kaldırılmakla kalmamış, yaratılışın ilk günü olarak kabul edilmiştir. Ayrıca onlara göre yaratılış öyküsünün ilk gününün pazar günü olduğu hususu da yanlış olduğuna işaret edilmiştir. Bu noktalar da göz önüne alınırsa, söz konusu İsrailli sıralamayı değiştirerek onları tekzip etme ihtimalini akla getirmektedir.

Bu hadisteki zahiri ifadeler, Kur’an ayetlerinin ifadeleriyle çelişmektedir. Bu durum, hadisin gücünü kıran bir unsurdur. Kur’an’da Dünya iki günde yaratılmıştır denilirken, burada sadece bir günde yaratıldığı yazılıyor. Kur’an Allah dağları ve bereketleri (hayvan, bitki, …) dört günün içinde bir zamanda yarattığını söylerken, bu hadiste dağların yaratılışı ve hayvanların yaratılışı arasında beş gün vardır.

Bazı müfessirler, “Mirac” olayını izah ederken zamanın izafiliğini, zaman içinde zamanın meydana gelmesi şeklinde ifade etmişler. [Ahmet Mustafa el- Merağı, “Tefsiru’l-Merağı”, XV, s. 10]

“Deccal yeryüzünde kırk gün kalacaktır. Bu kırk günün bir günü bir yıl gibi, bir günü bir ay gibi, bir günü bir hafta gibi, diğer günleri ise normal günleriniz gibi olacaktır.” deyince ashab, uzun günlerde bir günlük namazın yeterli olup olmadığını sormuşlar, bunun üzerine Hz. Peygamber “Hayır bir günlük namaz yeterli değildir; namaz vakitlerini takdir edersiniz.” buyurmuştur. [Müslim, Kitabu’l-Fiten ve Eşrâtu’s-Sâat, 20]

Bu hadiste Resulullah bir günün bir yıl gibi olacağından bahsediyor. Bu da zamanın izafiliğine bir işarettir.

Kaynaklar:

1.    Time Dilation Calculator (omnicalculator.com)

2.    Dünya'nın yaşı - Vikipedi (wikipedia.org)

3.    Evrenin yaşı - Vikipedi (wikipedia.org)

4.    İbn Teymiyye, Mecmuul Fetava, c. 17, s. 235.

5.    İbn Kayyım, el-Menâr, s. 84-85.

6. Beydakı, el-Esmâʾ ves-sıfât, c. 2, s. 256.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nisâ 34: Kadınlar dövülür mü?

Kur'an'da Dünya'nın şekli

Ahzâb 51 ve ‘Allah arzunu hemen gerçekleştiriyor’ hadisi