Sesin helâk edebilmesi ve şok dalgaları
Allah pek çok şekilde pek çok kavmi helâk etmiştir. Bu helâk şekillerinden biri de ses ileydi: Kamer 31. “Şüphesiz biz, onların üzerine tek bir korkunç ses gönderdik de, onlar, ağıldaki hayvanların çiğneyip ufaladıkları kuru çöpler gibi oldular.” [1]
Peki ses nasıl
helâk eder? Sesler dalgalardan oluşur. Bir sesin kuvveti desibellerle ölçülür. 192
desibel üstündeki sesler ses değil ama şok dalgalanmasına dönüşür. Yeterince
yüksek bir ses, bir evi bile paramparça edebilir veya âyette olduğu gibi,
insanları da öldürebilir.
İddia I: Bağırma
ile şok dalgası oluşmaz. [2]
Cevap: Bu bağırma
Cebrâil’in sesidir. [3] Cebrâil çok yüksek desibelde ses çıkarttıysa şok
dalgaların oluşması gayet de mümkündür. Hem bu sesin bir bağırma olmayıp
yeryüzündeki tüm sesler olduğu da söyleniliyor. [4] Buna göre bu ses gayet de
büyük bir şok dalgasıydı.
İddia II: Âyet
doğaüstü bir şeyden bahsediyor. Yani doğa kanunlarına göre sesin öldürebileceği
söylenilmiyor.
Cevap: İlk olarak,
kim bunun doğaüstü bir şey olduğunu söylüyor? Allah kavimleri normal doğa
kanunları ile helâk ediyor.
İkinci olarak, âyet
sesin helâk edebileceğini söylemiyorsa niye âyet sesten bahsediyor? Bunun ne
anlamı kalır?
Üçüncü olarak, eğer
denilen doğru ise insanlar doğa kanunlarına göre suda boğulamaz nitekim
Kur’ân’a göre Firavun bir mucize sonucu boğulmuştur. [5] Yine Nûh tufanı
olmuştur. Gemi denizin üstünde yüzmekteydi bu da mucize olduğuna göre suyun
kaldırma kuvveti yoktur. Yine Lût kavmi taşlarla helâk olmuşlardır. [6] Buna
göre biz şöyle demeliyiz: “Taşlar ancak doğaüstü kanunlar varken insanı
öldürebilir.” Böyle saçma bir iddia olabilir mi?
Dördüncü olarak, Allah
bu sesi ‘sarsıntı’ [7] olarak da tasvir etmektedir: “Bunun üzerine onları
şiddetli bir sarsıntı yakaladı ve yurtlarında dizleri üstüne çöküp kaldılar.” [8]
Bir şok da sarsıntı
olduğu için âyetler açık şekilde şok dalgasına işaret eder. Peki bir
sarsıntının bir insanı helâk etmesi doğaüstü bir şey midir? Allah açık şekilde
sesin sarsıntıya sebep olduğunu söylüyor. Yani sunulan iddia tamamen hatalıdır.
Beşinci olarak,
daha sonra göreceğimiz gibi Allah Kıyâmet günü de insanları ses ile helâk
edecektir. Kıyâmet’te olan olayların geneli bilimsel olaylardır. Buna göre
sesin helâk etmesi doğaüstü değildir.
İddia III: Eski
tefsirler sesin şöyle helâk ettiğini söylüyorlar: Bu ses o kadar korkunçtu ki,
bu onların ödünü kopardı ve onlar öldü.
Cevap: İlk olarak,
bu sadece alimlerin yorumudur yani benim dediğim şeyleri çürütmez ve alimlerin
farklı yorumlaması 1400 yıl önce sesin şok dalgasına sebep olup bir kişiyi
öldürebileceğinin bilinmediğini gösterir.
İkinci olarak, az
önce dediğim gibi Allah bu sesin sarsıntıya sebep olduğunu söylüyor. Yani
sarsıntı öd falan koparıp helâk etmedi.
Üçüncü olarak, Allah
güvenli evlerin bile onları korumaya yaramadığını söylüyor buna göre bu ses
evleri de paramparça etmiştir. [9] Evler ödünden koparak mı paramparça oldu?
Hem güvenli evin olmasının ödün kopmaması ile ilişkisi nedir?
Dördüncü olarak, Allah
bir âyette bu sesin o kişileri savurup attığını söylüyor: “Yani kendilerini bir
sel köpüğü gibi savuruverdik.” [10]
Bunun ödün kopması
ile ne alakası var? Hem bu âyet şok dalgasının vurucu özelliğine işarettir.
Beşinci olarak, ses
enerji taşır. Enerji de ısınmaya sebep olur [11] mesela kara deliklerin yaydığı
ses o kadar enerji taşır ki, bu sesler galaksileri ısıtıyor. [12] Ki
mantığımızı kullanırsak da bunu anlarız nitekim ısı titreşimden ibarettir. Ses
de titreşim olduğu için sesin bir şeyi ısıtması gayet normaldir. Bir şeyin çok
ısınınca, o şey yandığına göre göre sesin yakma özelliği vardır. Allah
âyetlerde şöyle buyuruyor: Yâsîn 29. “O yalnız bir sayha (ses) oldu derhal
sönüverdiler.”
Allah bu sesin
onların sönmesine sebep olduğunu söylüyor. Buna göre helâk olanlar alev aldı.
Bu da sesin ısıtma özelliğine işarettir ve bu onların ölme sebebinin öd kopma
olmadığını gösterir. Bu sesin yanmaya sebep olacağına başka bir âyette
şöyledir: Kamer 31. “Gerçekten biz üzerlerine tek bir ses gönderdik; ağıldaki
kuru ot gibi oldular.”
Bu âyette ‘kuru ot’
hakkında Katâde şöyle demiştir: “Yanmış ve çürümüş kemik gibi oldular.” [13]
Altıncı olarak, Allah âyetlerde şöyle buyuruyor: Hicr
73-4. “Güneş doğarken onları o korkunç ses yakaladı. Böylece onların altını
üstüne getirdik. Üzerlerine de balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık.”
Bu âyetlerde Allah sesin ‘onların altını üstüne
getirmeye’ sebep olduğunu söylüyor. Allah ikinci âyetteki ‘getirmek’ kelimesinin
başına ‘fe’ edatını koymuş. Bu edatın sebep-sonuç ifade eder. [14] Yani
belirtilen ses, belirtilen şeyin gerçekleşmesine sebep olmuştur. Yine ilk
âyetin duraklama işareti ‘lâm’ harfidir. Bu harf olduğunda âyetler peş peşe
okunur yani âyet sonunda durulmaz. Buna göre âyetin mânâsı şöyle olur: “… onları
bir ses yakaladı, bu da onların altını üstüne getirmeye sebep oldu.”
Bu mânâya göre ses orayı alt üst etmiştir. Yani bu
fiziksel bir olaydır, ödün kopması gibi manevî değildir.
Yedinci olarak, Sur’a
diye bir şey vardır İslam’da. Sur’a bir borudur böylece ondan ses çıkacaktır. Onun
sesi öyle şiddetlidir ki, o göklerde ve yerdeki tüm canlıların ölmesine sebep olacaktır.
[15] Bunu anladıysak şöyle bir âyete geçelim: Kâri’a 3-4. “Nedir o
dehşetli ses, bilir misin? O gün insanlar, her biri bir tarafa uçuşan küçük
kelebekler gibi olacaktır.”
Allah’ın bahsettiği
dehşetli ses Sur’a’dır. İnsanların kelebek gibi olması insanların sağa sola
savrulmalarını ifade eder. [16] Buna göre âyet bize kâri’a’nın yarattığı şok
dalgası yüzünden, insanların sağa sola savrulacağını söylüyor. Buna göre ses öd
kopartarak öldürmüyor. Ses açık şekilde bir şok dalgası gibi tasvir ediliyor.
Sekizinci olarak, az
önce belirtilen ses dağların parçalanmasına da sebep olacak deniliyor. [17] Bu ses öyle
şiddetli olacaktır ki dağlar toz, dumana dönüşecektir. Buna göre sesin
paramparça etme özelliği vardır ve helâk olanlar ödlerinin kopması yüzünden
helâk olmuş değillerdir.
Dokuzuncu olarak,
Allah şöyle buyurmaktadır: “O gün ki yer ve dağlar sarsılır. Dağlar akıp
dağılan bir kum yığınına döner.” [18]
Yerdeki sarsıntı
dağların kum yığınına dönüşmesine sebep olacak deniliyor. Peki az önce ne
dedik? Dağların parçalanmasına bir ses neden olacaktır. Buna göre bu âyetteki
sarsıntı Sur’a’nın sesidir. Yine âyette ‘sarsıntı’ için kullanılan kelime
‘râcife’dir. Bu kelime Sur’a için kullanılır yani âyetteki sarsıntının sebebi Sur’a’dır.
[19] Buna göre sesin sarsma özelliği vardır. Bu da alimlerin görüşünü çürütür.
İddia IV: Allah
yıldırımın bu sese sebep olduğunu söylüyor. [20] Yıldırımlar bu kadar ses çıkartmaz.
Cevap: İlk olarak,
Allah çok şok dalgalanmasına sebep olmuş bir yıldırım göndermiş olabilir. Allah
âyette normal yıldırımdan bahsetmiyor.
İkinci olarak, âyette
kullanılan ‘yıldırım’ kelimesi ilk Kur’ân sözlüğünde ‘azap’ anlamında
geçmektedir. [21-2] Nitekim Allah âyetlerde açık şekilde sesin helâk ettiğinden
bahsetmektedir. [1] İbnü’l-Cevzî şöyle buyurmaktadır: “Sâi’ka: Helâk eden her
şeydir,” [22]
Üçüncü olarak, Ebüssûud
niye yıldırım denildiğini şöyle açıklıyor: “Âd ve Semûd kavimlerinin başına
gelen o yıldırım gibi hızla çarpan şiddetli bir azaba karşı sizi uyarıyorum.”
[23]
Dördüncü olarak,
üstteki âyette Âd kavminin de yıldırımla çarpıldığı söyleniliyor fakat âyetlerden
durumun böyle olmadığını görüyoruz: Fussilet 16. “Bundan dolayı biz de onlara
Dünya hayatında zillet azâbını tattırmak için o uğursuz günlerde soğuk bir
rüzgâr gönderdik.” [24]
Buna göre iddiadaki
âyet yıldırımdan bahsetmiyor.
Beşinci olarak, yine
İsfehâni’nin, Râzî’nin, Cevherî’nin, Fîrûzâbâdî’nin ve Mevdûdî’nin belirttiği
üzere âyette kullanılan kelime ‘şiddetli ses’ anlamına gelir. [21] Buna göre
hiçbir sorun kalmaz.
Altıncı olarak, kaynaklarda
helâk eden sesin Cebrâil’in sesi olduğu belirtliyor. [21] Buna göre âyetler
yıldırım sesinden bahsetmiyor.
Yedinci olarak,
iddiayı kabul etsek bile Sur’a’yı ne yapacağız? Şiddetli ses hala helâk edici
kalmış oluyor.
İddia V: İncil’de bu
zaten var: “Bu yüzden sizi peygamberler aracılığıyla lime lime doğradım,
Ağzımdan çıkan sözlerle öldürdüm;” [25]
Söz ile öldürmekten
bahsediliyor.
Cevap: İlk olarak, bu
âyetin ne alakası var? Kur’ân çok detaylı şekilde şok dalgalarına işaret
ediyor. Burada ise tamamen yoruma açık bir âyet var.
İkinci olarak, bu
âyet hüküm ile öldürmekten bahsediyor yani bir mecâz vardır. İncil alimleri
böyle anlamışlardır. [26] Ki başka şekilde anlamak saçma olur.
Üçüncü olarak,
Peygamberimiz İncil ve Tevrat bilmiyordu. [27]
Sonuç olarak, toparlayacaksak
Kur’ân 7 farklı şekilde şok dalgalarına işaret etmektedir: İlk olarak, Kur’ân
sesin şiddetine dikkat çekerek insanların helâk olduğuna dikkat çekmektedir.
İkinci olarak, şok
dalgaları insanı yakabilir âyetlerin dediği gibi.
Üçüncü olarak, şok
dalgaları sarsıntıdır yani ses sarsıntı yaratır tıpkı Kur’ân’ın dediği gibi.
Dördüncü olarak, güvenli
evlerin bile bu sesten korumadığı belirtliyor. Buna göre bu fiziksel bir
olaydır. Fiziksel bir olay olduğuna göre sesler şok dalgaları ile helâk ediyor
olmalı.
Beşinci olarak, sesin
kasabayı alt üst ettiği söyleniliyor. Buna göre ses fiziksel bir şeye sebep
olur. Fiziksel bir olay olduğuna göre sesler şok dalgaları ile alt üst etmiş
olmalı.
Altıncı olarak, ses
şok dalgaları sayesinde insanları sağa ve sola savurabilir tıpkı Kâri’â
sûresinde anlatıldığı gibi.
Yedinci olarak, ses
şok dalgaları ile dağları paramparça edebilir. Âyetler de bunu onaylamaktadır.
Gayrimüslimlerin tek
yapması gereken bu kadar işareti başka bir kitapta bulmaktır. Veya Kur’ân’ın
benzerini getirmektir.
Kaynaklar:
1.
Benzer âyetler: Hûd, 11/67, 94; Hicr, 15/73, 83;
Mü’minûn, 23/41; Ankebût, 29/40; Yâsîn, 36/29, 49, 53; Sâd, 38/15.
2.
https://archive.wikiislam.net/wiki/Sonic_Weapons_in_the_Quran
3.
Nesefî, Medarikü't-Tenzi'l-Ve
Hakaiku't-Te'vil, Hûd, 11/67 tefsiri; Ebüssuûd, İrşâdü’l-ʿakli’s-selîm, Hûd,
11/67 tefsiri; Kurtûbî, Câmiʿli-ahkâmi’l-Kurʾân, Hûd, 11/67 tefsiri; Fahrüddîn
er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, Hûd, 11/67 tefsiri.
4.
Kurtûbî, a.g.e., Hûd, 11/67
tefsiri; Ebüssuûd, a.g.e., Hûd, 11/67 tefsiri.
5.
Yûnus 10/90.
6.
Hicr, 15/74.
7.
Kurtûbî, a.g.e., A’râf, 7/78
tefsiri; İbnü’l-Cevzî, Zadü'l-Mesir fi İlmi't-Tefsir, A’râf, 7/78 tefsiri.
8.
A’râf, 7/78.
9.
Hicr, 82-3.
10.
Elmalılı, Hak Dini Kur’ân
Dili, Mü’minûn, 23/41 tefsiri.
12.
https://skyandtelescope.org/astronomy-news/black-hole-sound-heats-a-galaxy-cluster/
13.
İbnü’l-Cevzî, a.g.e., Kamer,
54/31 tefsiri; Kurtûbî, a.g.e., Kamer, 54/31 tefsiri; Es-Süyûtî, ed-Durru'l-Mensûr, Kamer,
54/31 tefsiri.
14.
Yusuf Böyük, “Fe” Edatının
Arap Dilindeki Fonksiyonu”, s. 260. [İnternetten okuma için: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/210177]
15.
Zümer, 39/68.
16.
Taberî, a.g.e., 24/574; GÜLER Nurdane, Kur’ân’da
Kozmik Kıyamet ile Hesap Gününün İç İçeliği ve Yoruma Etkisi, s. 7-8, 10.
[İnternetten okuma için: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1254439]; SAV Adem, Kâri’a Sûresi Bağlamında Kıyâmet Sahneleri,
s. 68, 71, 93. [İnternetten okuma için: https://tezarsivi.com/karia-suresi-baglaminda-kiyamet-sahneleri]
17.
Kâri’a, 101/5.
18.
Müzzemmil, 73/14.
19.
Nâzi’ât, 79/6; Kurtûbî,
a.g.e., Nâzi’ât, 79/7 tefsiri; Fahrüddîn er-Râzî, a.g.e., Nâzi’ât, 79/7 tefsiri.
20.
Fussilet, 41/13.
21.
Râgib El-İsfahâni,
el-Müfredâtu fî Ğarîbi’l-Kur’ân, s-a-k (صعق) maddesi, s. 591.
Yine bknz: Cevherî, es-Sıhâh, s-a-k (صعق) maddesi, 4/1506;
Fîrûzâbâdî, el-Kâmûsu’l-Muhît, ‘sâi’ka’, s. 900; Kurtûbî, a.g.e., Zâriyât, 51/44 tefsiri; İbnü’l-Cevzî,
a.g.e., Zâriyât, 51/44 tefsiri; Fahrüddîn er-Râzî, a.g.e., Zâriyât, 51/44 tefsiri; Mevdûdî,
Tefhîmü’l-Kurʾân, Zâriyât, 51/44 tefsiri.
22.
İbnü’l-Cevzî, a.g.e., Fussilet, 41/13 tefsiri.
23.
Ebüssuûd, a.g.e., Fussilet, 41/13 tefsiri.
24.
Benzer âyetler: Kamer, 54/19; Hâkka, 69/6.
25.
Hoşea, 6/5.
27.
https://isvicredekiisik.blogspot.com/2021/09/kuran-kopya-m.html
Yorumlar
Yorum Gönder