Ay'ın yarılması
Ay’ın yarılması:
Teolojik
tartışmalarda en çok eleştirilen konulardan biri de Ay’ın yarılmasıdır. Allah
bu konuda şöyle buyuruyor: Kamer 1. “Vakit yaklaştı, Ay yarıldı.”
Bu
âyet hakkında pek çok iddia vardır. Birer birer inceleyelim.
İddia
I: Peygambere mucize gelmemiştir:
İsrâ 59. “Bizi âyetler (mucizeler) göndermekten alıkoyan
şey, öncekilerin bunları yalanlamış olmasıdır. Nitekim Semûd kavmine, açık bir mucize
olmak üzere (olağanüstü özelliklere sahip) deveyi vermiştik, ama (inanmayıp)
ona kötülük yaptılar. Oysa biz mucizeleri yalnızca korkutup uyarmak için
göndeririz.”
Cevap:
İlk olarak, bu âyette mucize kelimesi için ‘âyet’ kelimesi kullanılıyor. Eğer
bu âyet her ‘âyetten’ bahsediyor ise, Allah Kur’ân’ı da indirmemiştir. Buna
göre İsrâ 59 belli âyetlerden (mucizelerden) bahsediyor olmalı. Peki bu
mucizeler nedir? Bahsettiğim mucizeler helâk edici mucizelerdir. Bunu hem
âyetin devamından yani Semûd kavminin mucizeyi inkâr etmesi yüzünden helâk
olduklarından hem de nüzul sebebinden öğreniyoruz:
“Bu âyetin iniş sebebinde İbn Abbâs’tan yapılan rivâyete
göre, Mekke halkı Safa tepesinin altın yapılmasını ve Mekke etrafındaki
dağların ortadan kaldırılıp ekilebilir bir arazi haline getirilmesini
istemişlerdi. Resûlüllah (s.a.w.) bunu yüce Allah’tan dileyince buyuruldu ki: “İstersen
yaparım. Fakat şu şartla: Eğer dinden çıkarlarsa önceki kavimler gibi onları da
yok ederim.” Bunun üzerine: Ya Rabbi! bunu yapmanı istemem. Sabır dilerim.”
dedi. Ve bunun üzerine bu âyet indirildi. Bu rivâyeti, Ahmed b. Hanbel, Nesaî, Hâkim,
Taberânî ve diğer muhaddisler rivâyet etmişlerdir.” [1]
Görüldüğü
gibi Allah ‘onlar inanmazsa helâk ederim’ diyor yani bu âyet helâk edici
mucizelerden bahsediyor. Ki bu tür mucizelere ‘âyât-ı mukteraha’ deniliyor. [1]
Hem âyetin sonunda Allah ‘mucizeleri ancak korkutmak için göndeririz’ diyor.
Buna göre Allah mucize gönderiyor olmalı ve bu mucizeler helâk edici olmayıp
‘korkutma’ amaçlı olmalıdır.
İkinci
olarak, Peygamberimizin mucize gerçekleştiğine pek çok delil vardır: Kamer 2. “Onlar
bir mûcize görseler hemen yüz çevirip, “Bu öteden beri bilinen bir sihir!”
derler.”
Bu
âyet Ay’ın yarıldığı hakkında âyetten hemen sonra gelmektedir. Bu âyette Allah
mucize getirdiğine ve Müşriklerin bu mucizelere ne cevap verdiklerini söylüyor.
Buna göre Peygamberimiz mucize göstermiştir.
Yine
Kur’ân’da İsrâ mucizesi [2], Mi’râc [3], ebâbîl kuşların mucizesi [4], Peygamberin
Bedir’de kum atarak tüm Müşriklere isabet etmesi [5] gibi mucizeler
anlatılıyor. Yine Allah Peygamberi koruyacağını söylüyor. [6] Bu apaçık bir
mucizedir, o kadar savaş yapmış, suikasta maruz kalmış bir insanın hayatta
kalması imkansızdır, buna göre bu mucizedir. Bu âyet hadislerde anlatılan
Peygambere kılıç çeken Müşrikin elinin titreyip öldürememesi veya Peygamberi
bıçaklamak isteyen kişinin donup kalması gerçekten de yaşanmıştır. [7] Ki bu
hadiste anlatılan tek başına bir mucizedir. Yine başka âyette Peygambere
görünmeyen bir ordunun yardım ettiği söyleniliyor [8], bu da bir mucizedir. Hadisler
de ise sayısızca mucize sayılmaktadır. [9] Allah Peygamberimize sihirbaz
denildiğini aktarıyor. [10] Sihirbaz kime denilir? Mucize getirene değil mi? [11]
Buna göre Peygamberimiz mucizeler getirmiştir.
Üçüncü
olarak, bu âyetten sonraki âyetleri okuyan olmuş mudur? İsrâ 60. “Şüphesiz
Rabbin insanları kuşatmıştır. (İsrâ gecesi) sana açıkça gösterdiğimiz o
temâşâyı ve Kur’ân’da lanet edilen ağacı da, yalnız insanlara bir imtihan için
yapmışızdır. Biz onları, korkutuyoruz, fakat bu onlara ancak büyük bir
taşkınlıktan başka bir sonuç vermiyor.”
Bu
âyetteki ‘temâşâ’ Mirâc gecesidir. Yine âyetteki ağaç, Cehennemdeki ağaçtır. Bu
ağacı Peygamberin Cehennemi görmesi mucize değil midir? Yani iddiada apaçık bir
cımbız vardır.
İddia
II: Allah Ay’ın Kıyâmet günü yarılacağını söylüyor.
Cevap:
İlk olarak, Ay’ın yarıldığını söyleyen pek çok hadis vardır. [12] Yani Ay
gelecekte yarılacak değildir.
İkinci
olarak, Allah bu sûrenin ikinci âyetinde bu olayın gerçekleştiğini ve
Müşriklerin sözlerini konu etmektedir. Buna göre Ay sonradan yarılacak
değildir.
Üçüncü
olarak, âyette Kıyâmet’in yaklaştığının delili olarak Ay’ın yarıldığı
söyleniliyor. Ve gerçekten de Kıyâmet yaklaşmıştır. [13] Bu duruma göre Ay
yarılmıştır nitekim yarılmış olmasa ‘Kıyâmet yaklaştı’ demenin ne anlamı kalır?
Eğer âyet gelecekten bahsediyor olsa Kıyâmet yaklaşmamış olmalı fakat
gördüğümüz üzere durum böyle değildir.
İddia
III: Ay’ın yarıldığı hakkındaki hadisler mucizeyi görmemiş insanlar tarafından
rivâyet edilmiştir.
Cevap:
İlk olarak, iddiayı doğru kabul etsek bile sorun yok. Bu hadisleri rivâyet
edenler bu bilgiyi, mucizeyi görenlerden duyup anlatmış olmalılar. Ki Mekke
dönemine ait pek çok hadisin râvileri Mekke döneminde Müslüman değildi veyahut
Peygamberi tanımıyordu veyahut hala hayatta değildi. Örnek olarak Peygambere
ilk vahyin gelişini anlatan hadisi Hz. Âişe aktarmaktadır. [14] Ki kendisi bu
olaydan 4 yıl sonra doğmuştur yani bu bilgiyi kendisi başkalarından alıp
aktarmıştır. En çok hadis rivâyet eden sahâbîler Mekke döneminde Peygamberi
bilmiyorlardı. Yine örnek olarak en çok hadis rivâyet eden sahâbî Ebû
Hüreyre’dir. Kendisi 628 yılında Müslüman olmuştur. Fakat kendisi 628 yılından
önceki zamanlardan bahseden pek çok hadis rivâyet etmiştir. Bunu nasıl
yapmıştır? Diğer sahâbîlerden dinleyerek. Aktardığı hadislerin yaklaşık hepsi
başka kişiler tarafından da aktarıldığı için kendisinin yalan söylemediğini
biliyoruz. İşte Ay’ın yarılması hakkındaki hadisler için aynı şey söz
konusudur.
İkinci
olarak, Abdullah İbn Mesûd Ay’ın yarıldığını pek çok defa rivâyet etmektedir.
[15] Ve kendisi bu olay gerçekleştiğinde 20’li yaşlarındaydı. Yine İbn Ömer bu
olayı rivâyet etmektedir. [16] Kendisi Ay yarıldığında kendisi en az 8
yaşlarında idi nitekim Kamer sûresi hicretten 5 yıl (618) önce inmiştir ve İbn
Ömer 610’da doğmuştur. [17] 8 yaşında olan biri gayet de bunu hatırlayıp yazmak
için büyüktür. Yine bu mucizeyi Cübeyr b. Mut’im görmüştür. [18] Yine Hz. Ali’nin
bunu rivâyet ettiği söyleniliyor. [19-20] Ki kendisi o zamanlar yaklaşık 18
yaşlarında idi. Yani bu olaya kendisi şahit olmuştur. Yine Huzeyfe bunu
aktarmaktadır. [20-1] Kendisi o zamanlar bunu görebilecek yaşta idi.
İddia
IV: Hadislere göre Ay Hira dağı kadar büyüktür ki bu yanlıştır: “Enes ibn Mâlik
(r.a.) şöyle buyurmaktadır: Mekke ahâlîsi Rasûlüllah’tan kendilerine bir âyet
(bir mu’cize) göstermesini istediler. O da onlara Ay'ı iki bölük gösterdi,
hattâ Mekkeliler Hira dağını o iki bölük arasında gördüler.” [22]
Cevap:
İlk olarak, Ay’ın ortasında Hira dağının olması nasıl bu iddiayı
doğrulayabilir? İki parmağımı alıp, Ay’ı bu iki parmak ortasına koysam, bu iki
parmağımın arasındaki mesafenin Ay’dan daha büyük olduğu anlamına mı geliyor?
Hayır, bu görsel bir şeydir. Fiziksel değildir.
İkinci
olarak, hiçbir evren modeline göre Ay öyle küçük değildir. Ay’ın büyüklüğünün
Hira’dan kat kat daha fazla olduğu o zamanlar da biliniyordu.
Üçüncü
olarak, belirtilen hadiste Ay’ın gerçekten o kadar küçük olduğu iddia edilip
gerçekten de Hira’nın iki tarafında bulunduğu iddia edilse, uzaktan gelen
yolcuşar nasıl bu olayı görmüş olabilir?
“Abdullah b. Mesûd şöyle rivâyet etmektedir: “Muhammed
(s.a.w.) döneminde Ay yarıldı ve Kureyşliler: “Bu Ebû Kebşe’nin size yaptığı
bir sihirdir. Biraz sabredin de uzaklardan gelen yolculara da soralım. Eğer
onlar da ayın yarıldığını söylerlerse bu durum gerçektir. Yok, onlar
görmemişlerse o zaman Muhammed’in sihir yaptığı anlaşılmış olacaktır.” dediler.
Yolcuların gelmesini beklediler ve onlar geldiğinde onlara böyle bir şeyle
karşılaşıp karşılaşmadıklarını sordular. Onlar da: “Evet bizler ayın
yarıldığını gördük.” dediler. Fakat buna rağmen başta Ebû Cehil olmak üzere Müşriklerin
ileri gelenleri: “Bu eskiden beri devam edip gelen bir sihirdir.” dediler.
Bunun üzerine Kamer sûresinin âyetleri nazil oldu.” [23]
İddia
V: Ay iki kez yarılmıştır: “Mekkeliler Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve
sellem)'den kendilerine bir mucize göstermesini istemişler. O da onlara ayın yarılmasını
iki defa göstermiş.” [24]
Cevap:
Rivâyette ‘iki kez’ ‘merreteyn’
şeklinde geçmektedir. Buradaki ‘merreteyn’ hakkında Elmalılı Hamdi Yazır
Aliyyü’l Karî’den şöyle nakleder: “Merreteyn ibaresi bazen fiiller bazen de
eşyanın kendisi kastedilir. Bu rivâyette de Ay’ın kendisi kastedilmiştir. Buradaki
‘merreteyn’ den maksat; ‘iki ayrı kıta’ mânâsına gelen ‘firkateyn’ demektir.
Bunu bilmeyenler yarılmanın iki kere gerçekleştiğini zannederler.” [25]
İbn Hacer de buradaki ‘merreteyni’den maksadın;
fiile değil eşyanın kendisine taalluk ettiğini söylemiştir. Yani hadis ‘Ay iki
kez yarıldı’ demiyor ‘iki parça oldu” diyor. [25] Hamdi Yazır da ‘merreteyni’nin
‘fırkateyn’ mânâsına geldiğini [25] söylemiştir.
İddia
VI: Ay’ın yarılması İmruülkays’ın şiirinden çalıntıdır.
Cevap:
İlk olarak, İmruülkays’ın böyle bir şiiri yoktur. Eğer tersi iddia ediliyorsa
kaynakları bekliyoruz. Hiçbir kaynakta böyle bir şey yoktur. Kur’ân oradan
kopya çekmiş olsa, şiirleri ezbere bilen Putperestler ‘Kur’ân İmruülkays’tan
kopya çekiyor’ demezler miydi? Derlerdi fakat hiçbir rivâyette böyle bir itiraz
yoktur. Ki rivâyetlerde pek çok Gayrimüslim itirazları vardır. Buna göre bu
iddia tamamen bir yalandır. Yine böyle bir şiir olsa Müfessirler bunu âyetin
tefsirine koymazlar mıydı?
İkinci
olarak, İslam geldiğinde, bazı şairler Kur’ân’ın îcâzı karşısında yeniden şiir
yazmaya devam etmediler. Bazıları ise Kur’ân’ın üslup ve temasını taklit eden
şiirler yazdılar. Hatta hatipler de konuşmalarını Kur’ân belâgatına benzeterek
yaptılar. Yani bir şair, Kur’ân’ın bazı âyetlerinden esinlenerek bir şiir
yazabiliyordu. Buna göre Ay’ın yarılma şiiri Kur’ân’da kopyalanmış olabilir.
Üçüncü
olarak, belirtilen şiirdeki ‘Ay yarıldı’ ifadesi mecâzen kullanılmıştır Kur’ân
ise bu yarmayı literal şekilde almıştır. [26]
İddia
VII: Ay’ın yarıldığı niye tarihi kaynaklarda geçmiyor?
Cevap:
İlk olarak, Allah bu mucizeyi sadece Mekkelilere göstermiş olabilir ve
diğerlerinden bulutlar vasıtasıyla gizlemiş olabilir.
İkinci
olarak, Ay Atlantik okyanusun üzerindeyken yarıldıysa Ay’ı Avrupa’dakiler,
Ortadoğu’dakiler, Afrika’dakiler ve Amerika’dakiler görmüş olmalı. Buna göre
bunu not edebilecek insan sayısı çok fazla azalır nitekim en fazla nüfusa sahip
bölge orta ve doğu Asya’dır. Yani insanların yarısından fazlası bunu göremezdi.
Yani %40’ı görebilecek duruma diyelim. Mucize gece gerçekleştiği için göğe
bakmayanlar da vardı, ki bu kısım çok büyük bir kısımdır. Bu durumda görebilecek
insan oranı %40’tan %0.1’e düşer belki daha da az olabilir. Nitekim bu dönemde
bile kaç insandan biri gece göğe bakıyor? Yine bu mucize saniyelik bir şey
olduğu için tam o an göğe bakmayan insan sayısı da çok yüksektir yani oran %0.001’e
falan düşer. Yine insanların arasında çocuklar da vardır, ki onlar bunu idrak
edemeyecek yaşlardadır. Böylece oran %0.0007’ye düşer. Yine bu mucizeyi görüp
çok kısa zamanda gerçekleştiği için aldırış etmeyenler de olmalıdır. Yani
yanlış gördüklerini düşünenler olmalıdır böylece oran azalır (%0.00001). Sonra
mucizeyi görüp not edemeyenler de vardır nitekim okuma-yazma o dönemler hiç
yaygın değildi böylece oran çok büyük ölçüde azalır (%0.0000005). Not
edenlerden de notları kaybolmuş olanlar da vardır. Şu an tarihteki tüm
metinlere ulaştığımızı mı sanıyorsunuz? Pek çok bir felaket yüzünden kaybolmuş
olabilir, yakılanlar olabilir vs. Oran böylece %0.00000001’e düşer. Yine
günümüze ulaşmış notlardan hala bulamadıklarımız olabilir. Sonuç olarak, oranın
değeri çok düşüktür (%0.000000001). Peygamber zamanında Dünya nüfusu yaklaşık 400
milyonlarda idi. [27] 400 milyonun %0.000000001’i 0.004 eder yani bugüne bile
bu konuda bir bilginin bize ulaşmaması hiçbir sorun teşkil etmez. Ki verdiğim oranlar
hiçbir şekilde abartı değildir hatta biraz yüksek bile vermiş olabilirim. Yine
de belirtelim ki bu oran illa ‘hiçbir bilgi bize ulaşamaz’ demez.
Üçüncü
olarak, Râzî insanların niye not etmediği hakkında şöyle bir şey demektedir:
“Tarihçilere gelince, onlar da bu hâdiseyi
nakletmemişlerdir. Çünkü tarihleri genelde, müneccimler kullanır. Binâenaleyh
bu hâdise meydana gelince, müneccimler, “Bu, Ay’ın tutulması ve bir başka yerde
Ay’ın yarısı gibi, uzayda meydana gelen başka bir görüntünün ortaya çıkması gibi
bir şey” diyerek, bunu tarihlerinde fevkalâde bir hadise olarak
nakletmemişlerdir.” [28]
Dördüncü
olarak, eğer bu olay tarihi kaynaklarda geçseydi Gayrimüslimler bunu kabul
edecek miydi? Yoksa buna da mı kılıf bulacaklardı? Aşağıda Ay’ın yarıldığına
dair deliller vereceğim ama Gayrimüslimler bunları da kabul etmeyeceklerdir.
Peki bu durumda niye kaynak istiyorsunuz?
Beşinci
olarak, hadisler tarihi kaynak değil midir? Hadislerde bu konu
nakledilmektedir. Buna göre Ay yarılmıştır. Hadislerin objektif olması onların
Peygamberin lehine uydurulmadığına delildir. Objektif olduklarına şöyle
deliller verilebilir: Peygamberin aleyhine gibi görünecek pek çok şey var
hadislerde. Hadis uyduruyor olsanız niye böyle şeyler uydurasınız ki? Hadisler
Peygamberin lehine uydurulduysa bunun delilleri nelerdir? Kendilerine bilimsel
diyenler bunu kanıtlamak zorundadır yoksa herkes tutup sallar ve bir komplo
iddia edebilir. Yine hadislerde Peygambere yapılmış eleştiriler
nakledilmektedir peki bunlar niye nakledilsin? Niye eleştirilen yerleri
eleştirilemez şekilde değiştirmediler? Peygamberin lehine diyebileceğimiz
hadislere alimler niye bunlara zayıf diyor? Örnek olarak İbn İshâk’ın kitabında
pek çok mucize nakledilmektedir fakat bu rivâyetlerin çoğunun zayıf olduğu
söyleniliyor. Hadisler Peygamberin lehine uydurulsa niye alimler bunlara zayıf
desin? Hadislerde Peygamber niye bir Tanrı gibi tanıtılmamıştır? Hz. Âişe’nin
yaşından niye bahsediliyor? Bunu söylemelerinin ne tür bir amacı olabilir?
Hadislere baktığımızda çok detaylı şeyler anlatılıyor. Bir kişi hadisleri
uydurmuş olsa niye böyle detaylı anlatıyor ki? Peygamberin tuvalete nasıl
girdiğini niye anlatsın ki? Yemeğe sağ el ile başlamamızın sebebi Peygambere
uyup bir nevi imtihandır. Onun gibi olursak daha büyük mükafatımız olur.
Hadisler uydurulmuş olsa, hadis uyduranlar insanları niye böyle şeylerle
uğraştırsınlar? Niye insanların özeline karışsınlar? Yine pek çok hadis pek çok
farklı sahâbîden nakledilmektedir. Bu kişiler aynı olayı nasıl uydurmuş
olabilirler? Nasıl aynı şeyi düşünüp bunu uydurmuş olabilirler? Ay’ın yarıldığını
söyleyen hadisler birbirinden farklıdır. Bazıları detay verir, bazıları farklı
lafızlarla gelir vs. Hadisler uydurulmuş olsa tüm bu hadisler aynı metne sahip
olmalı değil miydi? Hem hadisler Peygamberin lehine uydurulsa niye adamlar
Ay’ın yarıldığını uydursunlar? ‘Başka insanlar bunu görmedi bu yüzden
inanmazlar’ diye düşünemediler mi? Deliller daha arttırılabilir fakat bunlar
hadislerin objektif olduğunu ve gerçek tarihi kaynak olduğunu göstermek için
yeterlidir.
Altıncı
olarak, eğer Ay yarılmamış ise Müşrikler niye buna sihir demişlerdir? Bunu
söylemeleri için bir şeyi görmüş olmaları gerekir. Ay yarılmamış ise Müşrikler
Kamer 2 indiğinde şöyle demeleri beklenirdi: “Biz buna asla sihir demedik, Ay
hiçbir şekilde yarılmadı, sen yalan söylüyorsun.”
Fakat
böyle bir şeyi kimse söylememektedir.
Yedinci
olarak, Nasuhi bilmen beşinci noktadaki dediğime benzer bir şey söylemektedir:
“Bu yarılmanın en büyük bürhan-ı aklîsi ve naklisi, bu âyet-i kerîmedir. Eğer
böyle bir yarılma, vuk’u bulmamış olsa idi, bu âyet-i kerîme, nasıl tebliğ
edilebilirdi? Şüphe yok ki, o takdirde bu âyet-i celîle, tekzîb edilirdi (yalanlanırdı)
ve Resûl-i Ekrem’e îman edenler bulunmazdı.” [29]
Sekizinci
olarak, Tevrat şöyle buyurmaktadır: Tesniye 18:18. “Onlar için kardeşleri
arasından senin gibi bir Peygamber çıkaracağım ve sözlerimi onun ağzına
koyacağım, ve ona emredeceğim her şeyi onlara söyleyecek.”
Allah
burada Mûsâ’ya ‘senin gibi bir Peygamber çıkartacağım’ diyor. Bahsedilen
Peygamberin Peygamber efendimiz olduğu açıktır. Hz. Peygamber tıpkı Hz. Mûsâ gibi
(denizin yarılması) bir şeyi ikiye yarmışlardır.
Dokuzuncu
olarak, Perslerin takvimi 622 yıllarında başlamaktadır. [30] Bu da o zamanlar
Ay’a bir şeyler olduğuna işarettir. Nitekim o yıllar böyle bir şeye başlamaları
tesadüf olamaz.
Onuncu
olarak, 18 Şubat 1679’a ait Ay haritasında Ay’ın üzerinde büyük bir yarık
gözükmektedir. [31-2] Bu da Ay’ın yarıldığına delildir.
On
birinci olarak, 7. yüzyılda meydana gelen Ay’ın yarılması olayı Çinli
gökbilimciler tarafından kaydedilmiştir. Olay, 619’da gerçekleşti. Çin’deki takvimde
geniş kapsamlı bir değişiklikle sonuçlandı, Çinli gökbilimciler, Ay’ın
evrelerinin yeniden düzenlenmesi nedeniyle yılın 5 gün daha uzadığını kaydetti.
Böylece Çin, 7. yüzyılda Ay’ın bölünmesinden etkilenmiştir. [33-4]
On
ikinci olarak, Çinliler Ay Festivali olarak adlandırdıkları bir festivali
kutlarlar. Ay festivalinin kökeni çok net değildir. Ancak bunun 581 ve 618’li
yıllar arasında olduğu düşünülüyor. Bu festivalde ‘Ay keki’ yenilir. [35] Buna
göre o dönemlerde Ay’a bir şey olmuştur ki böyle bir şeyi kutlamayı
başlatmışlardır.
On
üçüncü olarak, Mayalılarda Ay’ın simgesi tavşandır. Ay Tanrı’sının elinde
tavşan olması buna delildir. [36] Yine Wikipedia şöyle buyurmaktadır: “Kolomb
öncesi Mezoamerika’da tavşan genellikle Ay ile ilişkilendirilir, örneğin Aztek Ay
tanrısı Tecciztecatl antropomorfik bir tavşan olarak resmedilmiştir. Maya Ay
tanrıçası sıklıkla kucağında bir tavşanla temsil edilir. Quetzalcoatl ve Ay
tavşanı ile ilgili bir efsane de vardır.” [37]
Mayalılara
ait bir vazoda yüzü ikiye yarılmış bir tavşan resmedilmiştir. Tavşan Ay’ı
temsil ettiğine göre bu resim Ay’ın yarıldığına işarettir. Hem bu vazonun
resmediliş tarihi 600 ve 900’lü yıllar arasında olmuştur. [38-40] Bu bir
tesadüf olabilir mi?
On
dördüncü olarak, bir el
yazmasındaki sayı dizilerine dayanarak, 9 Şubat 623 Mayalılara ait tarihi
takvimin başlangıç yılıdır. [41-2] Buna göre o tarihte özel bir olay olmuştur.
Yine bu başlangıç tarihinin bir Ay gözlemi sonucunda olduğu söyleniliyor. Bu
gözlem de Ay’ın yarılmasına işaret ettiği açıktır.
On
beşinci olarak, Dr. Zuber’in bulgularına göre Ay’ın iç yapısı tamamıyla kırık
döküktür. [43] Buna göre Ay’a bir şeyler olmuş olmalıdır ki içi kırık dökük
olsun. Bu da açık şekilde Ay’ın yarılmasına delildir.
On
altıncı olarak, Zuber Ay’ın iç yapısında onlarca kilometre uzunluğunda yarıklar
olduğuna dair kanıtların var olduğunu söylüyor. Kendisi bu yarığın Ay’ın tümünü
çember gibi dolaştığını söylemektedir. [43] Bu yarıklar Ay’ın yüzeyinde de
gözükmektedir. [43-51] Jeffrey
Andrews-Hanna, bulguların beklenmedik olduğunu söylüyor ve şöyle diyor: “Rift
bölgeleri Ay’da bilinen bir şey değil, ancak onları Dünya, Venüs ve Mars’ta
görüyoruz.” [44]
Ay’da
beklenmedik bir olayın olması Ay’ın yarıldığına delildir. Yine belirttiğim
kaynakta eskiden bilim adamlarının bu yarıkların bir asteroit çarpması sonucu
olduğuna inandıkları fakat durumun böyle olmadığı söyleniliyor. Bu yarıkların
Ay’da kırılmalar sonucu olduğu söyleniliyor. [44] Bu da Ay’ın yarılmasına
işarettir nitekim Ay’ın yarılmasının bir iç kırılma ile gerçekleşmesi
mantıklıdır. Belirttiğim yarık 3200 kilometrelik bir yarık olup Ay’ın 7’de
1’ini kapsar. [44, 51] Bu yarık bir çember şeklindedir [44, 52-3] bu da yarın
yarıldığına delildir nitekim buna göre Allah o parçayı kopartıp Ay’ı yarmıştır.
On
yedinci olarak, bir başka delil de bu yarığın bize dönük olmasıdır. Kütleçekim
kilidi yüzünden biz Ay’ın her zaman bir yüzeyini görmekteyiz. [54] Buradan
şöyle bir soru çıkar: Ay yarılmadıysa yarıkların bize dönük olması tesadüf
olabilir mi? Diğer tarafta yarıklar olsaydı Ay’ın yarıldığı görülemeyecekti.
Bilim
adamları bu yarığa bilimsel bir açıklama yapmak istese de bu açıklamalar kesin
bir sonuç vermemektedir ve bunlar ancak mucizeyi inkâr etmek için saçma sapan
açıklamalardır.
On
sekizinci olarak, rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (s.a.v.), dönemin Hint
kralını İslâm’a davet etmiş; kral da Resûlüllah’ı (s.a.v.) ziyaret etmiştir.
[55] Peki bu kral kim olabilir? Bu kral muhtemelen Chakrawati Farmas’tır.
Londra kütüphanesinde ‘Arabic 2807, 152-173’ adlı el yazmasında bu kralın Ay’ın
yarıldığını görüp Peygamberi ziyaret ettiği söyleniliyor. Muhammed Hamidullah
bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“Hindistan’ın Güney-Batı kıyısındaki Malabar’ın
krallarından biri olan Chakrawati Farmas, Arabistan’da Mekke’den bir Peygamberin
geleceğine dair bir kehanette bulunulduğunu öğrenince, oğlunu naip tayin etti
ve onunla buluşmak için yola çıktı. Hz. Peygamberin (s.a.w.) eliyle İslâm’ı
benimsedi ve eve dönerken Hz. Peygamberin (s.a.w.) istikametinde Zafar
limanında vefat etti.” [56]
Belirttiğim
el yazmasının efsane olduğu belirtiliyor fakat bunun hiçbir delili yoktur. İşte
Ay’ın yarıldığına tarihi kaynaklar olunca Gayrimüslimler olayı böyle
bükeceklerdir. Fakat belirttiğim rivâyet bu el yazmasını doğru olduğuna
şahitlik etmektedir buna göre el yazmasında anlatılanlar bir efsane değildir.
Yine Malabar’a çok yakın bir bölgede 629 yılında inşa edilmiş bir cami vardır (Cheraman
camisi). [57] Bu da Peygamber döneminde İslam’ın oraya etki ettiğini
dolayısıyla kralın oraya etki ettiğini gösterir.
Hamidullah’tan
alıntı yaptığım yerde Peygamberin Hint kaynaklarında bulunduğu söyleniliyor. Ki
durum böyledir. Vedalarda ‘Naraşansah’ adlı bir kişiden bahsediliyor. Bu ismin
anlamı ‘övülendir’. [58] Tıpkı Peygamberimiz ‘Ahmed’ ismi gibi. [59] Bu kişinin
12 eşli olacağı, deve üzerine bineceği söyleniliyor. [60] Peygamberimiz de 12
eşli olmuştur [61-3] ve deve üzerine binmiştir. Yine Peygamberimize pek çok
işaret vardır. [64]
İddia
VIII: NASA’da çalışan bir bilim adamı Ay’da yarıkların olmadığını söylemektedir:
“Benim tavsiyem internette okuduğunuz her şeye
inanmamaktır. Hakemli makaleler, orada bilimsel olarak geçerli tek bilgi
kaynağıdır. Şu anda hiçbir bilimsel kanıt, Ay'ın iki (veya daha fazla) parçaya
bölündüğünü ve daha sonra geçmişte herhangi bir noktada yeniden
birleştirildiğini bildirmiyor.” [65]
Cevap:
İlk olarak, burada Ay’da yarıkların olmadığı söylenilmiyor. Ay yarılmadı
deniliyor ki bunu söylerken kendisinin hiçbir delili yoktur.
İkinci
olarak, bu cevap 2010’da verilmiştir. Kullandığım makaleler bu cevaptan sonra
yazılmışlardır. Yani bu cevap hiçbir şey ifade etmez. NASA’nın bile Ay’daki
yarıklar üzerine bir makalesi vardır. [66]
İddia
IX: Venüs’te de yarıklar vardır.
Cevap:
Ay’daki yarıklar beklenmedik yarıklardır. Hala açıklanamayan yarıklardır.
Venüs’te durum böyle değildir. Venüs’ün içi Ay gibi paramparça değildir.
Venüs’teki yarıklar Ay’daki gibi çember şeklinde değildir. Zaten bilim
adamlarının bu yarıklara bu kadar şaşırması, yarıkların normal olmadığını
gösterir.
Sonuç
olarak, Ay yarılmıştır. Bunu inkâr edenler ancak kâfirlerdir: A’râf 146.
“Onlar, bütün mûcizeleri görseler de iman etmezler; doğruluk yolunu görseler
onu izlemezler. Fakat eğrilik yolunu görürlerse hemen ona saparlar.”
Kaynaklar:
1.
Elmalılı,
Hak Dini Kur'ân Dili, İsrâ, 17/59 tefsiri.
2. İsrâ, 17/1.
3. Necm,
53/12-4.
4. Fîl,
105/1-5.
5. Enfâl, 8/17.
Bu mucize şöyle gerçekleşmiştir: “Cebrâîl (a.s.), Peygamber (s.a.w.)’e şöyle
demişti: “Bir avuç toprak al.” Peygamberimiz de bir avuç toprak alıp bunu
yüzlerine karşı fırlattı. Peygamberimizin attığı bu bir avuç topraktan
gözlerine, burun deliklerine, ağzına toprak isabet etmedik hiçbir müşrik
kalmadı. İbn Abbâs da bunu ifade etmiştir, ileride gelecektir.” Kurtûbî, el-Câmi’ li-ahkâmi'l-Kur’ân, Enfâl, 8/17
tefsiri.
6. Mâide, 5/67;
Enfâl, 8/30.
7. Şâmî,
Sübülü’l-hüdâ, c. 5, s. 269; Nûreddin el-Halebî, İnsânü’l-ʿuyûn, Beyrut, ts. (Dârü’l-ma‘rife),
c. 2, s. 570-575.
8. Tevbe, 9/26.
9. İsmet
Çalapkulu, “Hz. Muhammed (s.a.w.)’in Mucizeleri” adlı kitap. [İnternetten okuma
için: https://silo.tips/download/hz-muhammed-sav-n-muczeler]
10. Yûnus, 10/2.
11. Mâide,
5/110; Hûd, 11/7; Kamer, 54/2.
12. Buhârî, Câmiʿu’s-sahîh, Menâkıb,
27, (3636), 36, (3869, 3871), Tefsîr, 342, (4820), 346, (4824), 385, (4864); Müslim,
Câmiʿu’s-sahîh, Kıyâmet’in
ve Cennetle Cehennemin Sıfatı, 8, 27-9, (2800a, 2800b, 2800c); Tirmizî, Es-Sünen, Tefsîr, 54, 3341, 3343; Es-Süyûtî,
ed-Durru'l-Mensûr, Kamer, 54/1 tefsiri.
13. Nahl, 16/1; Enbiyâ,
21/1; Şûrâ, 42/17; Necm, 53/57; Müslim, a.g.e., Cum’a, 43, 867; Nesâî, Îydeyn, 22,
188-9; Tirmizî, a.g.e., Fiten 39, 2214.
14. Buhârî,
a.g.e., Vahy, 1.
15. Buhârî,
a.g.e., Menâkıb, 27, (3636), 36, (3869, 3871), Tefsîr, 342, (4820), 346, (4824),
385, (4864); Müslim, a.g.e., Kıyâmet’in ve Cennetle Cehennemin Sıfatı, 8, 27-9,
(2800a, 2800b, 2800c); Es-Süyûtî, a.g.e., Kamer, 54/1 tefsiri.
16. Tirmizî,
a.g.e., Tefsîr, 340, 3599, Fiten, 25, 2182; Es-Süyûtî, a.g.e., Kamer, 54/1
tefsiri.
17. İbn Aşûr,
Muhammed b. Tahir, et-Tahrîr ve’t-Tenvîr, ed-Dâru’t-Tunisiyyeti, Tunus 1984,
XXVII/165-166; Mevdûdî, Tefhîmü’l-Kurʾân, Kamer, 54/1
tefsiri.
18. Tirmizî,
a.g.e., Tefsîr, 341, 3600; İbn Hacer el-Askalânî,
Fethu’l-Bârî, c. 7, s. 182; Es-Süyûtî, a.g.e., Kamer, 54/1
tefsiri.
19. Elmalılı,
a.g.e., Kamer, 54/1 tefsiri; İbn Hacer el-Askalânî, a.g.e., c. 7, s. 182;
Mevdûdî, a.g.e., Kamer, 54/1 tefsiri.
20. https://islamansiklopedisi.org.tr/insikakul-kamer
21. Hâkim,
Müstedrek, IV, 651; İbn Ebû Şeybe, Mûsannef, VII, 139; Münzirî, Terğib, IV, 124;
İbn Hacer el-Askalânî, a.g.e., c. 7, s. 182; Mevdûdî, a.g.e., Kamer, 54/1
tefsiri; Kurtûbî, a.g.e., Kamer, 54/1 tefsiri; Es-Süyûtî, a.g.e., Kamer, 54/1
tefsiri.
22. Buhârî,
a.g.e. Menâkıb, 36, 3869.
23. Ebû Hayyan, Muhammed
b. Yusuf, el-Bahru’l-Muhît, Daru’l-Kutubı’l-Ilmıyye, Beyrut 1993, VIII/171; İbn
Aşûr, Muhammed b. Tahir, et-Tahrîr ve’t-Tenvîr, ed-Dâru’t-Tunisiyyeti, Tunus
1984, XXVII/165.
24. Müslim,
a.g.e., Kıyâmet’in ve Cennetle Cehennemin Sıfatı, 8, 32, 2802a, 2802b.
25. Elmalılı,
a.g.e., Kamer, 54/1 tefsiri.
26. Bu konuda şu
yazı okunabilir: https://www.islamic-awareness.org/quran/sources/bbqais
27. https://www.aa.com.tr/tr/dunya/dunya-nufusu-yuzyilin-sonunda-11-milyari-gecebilir/1905712
28. Fahrüddîn
er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, Kamer, 54/1 tefsiri.
29. Ömer
Nasuhi Bilmen, Kur’ân-ı Kerîm’in Türkçe Meâl-i Âlîsi ve Tefsiri, Kamer, 54/1
tefsiri.
30. https://en.wikipedia.org/wiki/Solar_Hijri_calendar
33. https://en.wikipedia.org/wiki/619
34. https://fr.wikipedia.org/wiki/Calendrier_chinois
35. https://fr.wikipedia.org/wiki/F%C3%AAte_de_la_mi-automne
36. https://en.wikipedia.org/wiki/Maya_moon_goddess
37. https://en.wikipedia.org/wiki/Lunar_pareidolia
38. https://www.units.miamioh.edu/ath175/student/summer_04.html
39. http://research.mayavase.com/kerrmaya_hires.php?vase=1208
40. https://puntalagunamx.com/monkeys-and-the-ancient-maya
41. Susan
Milbrath, Star Gods of the Maya: Astronomy in Art, Folklore, and Calendars,
1999, s. 5, 167. [İnternetten okuma için: https://www.academia.edu/2762803/Star_Gods_of_the_Maya_Astronomy_in_Art_Folklore_and_Calendars]
42. https://web.archive.org/web/20111028081146/http://www.mayalords.org/restfldr/persia.html
43. http://science.sciencemag.org/content/338/6112/1272
44. https://www.nature.com/articles/nature.2014.16041.pdf
45. https://www.space.com/30795-earth-gravitational-pull-cracks-moon.html
46. https://www.livescience.com/65298-impacts-cracked-the-moon.html
47. https://futurism.com/the-byte/moon-surface-huge-cracks
48. https://www.nytimes.com/2015/09/22/science/earth-blamed-for-cracks-in-moon.html
49. http://science.time.com/2012/12/06/all-cracked-up-a-surprising-look-inside-the-moon/
50. https://esciencenews.com/sources/live.science/2019/04/23/the.moons.surface.is.totally.cracked
51. https://www.theguardian.com/science/2014/oct/01/rift-valleys-moon-fiery-history
52. https://news.mit.edu/2014/volcanic-plume-moon-basin-1001
54. https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%BCtle%C3%A7ekim_kilidi
55. Muhammed b.
Abdillâh b. Muhammed el-Hâkim en-Nisâbûri, el-Müstedrek, thk. Mustafa Abdulkâdir
Atâ, Beyrut: 1411/1990, 4/150; Zeynüddin b. Muhammed el-Melîbârî, Tuhfetü’l-mücâbidîn
fî ba’zı ahbâri’l-Burtuğâliyyîn, thk. Muhammed Sa’îd et-Tarîhî, Beyrut:
Müessesetü’l-Vefâ, 1405/1985, 77, 223-225.
56. http://www.cyberistan.org/islamic/farmas.html
57. https://www.aljazeera.com/features/2017/4/23/indias-cheraman-mosque-a-symbol-of-religious-harmony
58. https://www.wisdomlib.org/definition/narashamsa
59. https://islamansiklopedisi.org.tr/ahmed
60. Atharva
Veda, 20.127.2.
61. Mehmet Soysaldı, Peygamber Efendimizin Evliliklerinin
Sebep ve Hikmetleri, 21 Eylül, 2013. [İnternetten okuma için: https://web.archive.org/web/20130921053758/http://web.firat.edu.tr/msoysaldi/efendimizinevlilikleri.pdf]
62. http://www.light-of-life.com/eng/reveal/r5405et8.htm
63. https://www.islamawareness.net/Muhammed/ibn_kathir_wives.html
64. Q.S. Khan, Holy
Vedas and İslam, s. 39-44.
65. https://sservi.nasa.gov/?question=evidence-moon-having-been-split-two
66. https://www.nasa.gov/mission_pages/LRO/news/shrinking-moon.html
67. Faydalandığım
ve okunabilecek linkler: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/578869
69. https://www.bilimveyaratilisagaci.com/2018/11/hz-muhammed-ayi-ikiye-bolmesi/
Yorumlar
Yorum Gönder